Hevin üyemiz gönderdi.
Bilirsininiz ya! bizimde misketlerimiz
Yamalı bir topumuz, bilye arabalarımız vardı.
Islatıp kıç kızağı kayılan çimen yamaçlarımız,
Karabukkal kovaladığımız şapatanlarımız vardı.
O zamanlar gam-kasvet az,
Heyecan ve merak çok,
Odalar bazı geniş, bazı ovalar dar gelirdi.
İlk okulda okulun zilini iple çeker,
Çanta ve önlüğü eve dar atar
Gece yarılarına kadar; esir, bom, saklambaç oynardık.
Macerayı severdik
Eski ağılda karga yumurtası toplar,
Aşağı çeşmeden su getirir,
Aşağı bahçeye meyveye giderdik.
Sıtma pınarında inek otlatır, değirmen derede yüzerdik,
Kara ağılda sincap kovalar, kız kuşu avlar,
Kiremitlide balık tutardık.
Kocagöldeki balıkları düşler, bahçelerden şeftali,karpuz söğüşler(!) ,
Meyvelere dalışırken cesaretimiz,
Bahçe sahibi kovarlarken tabanlarımız gelişirdi!
Tüccardık da!
Çamurdan adamlar,balya telinden arabalar,
Eğreltiden evler yapardık,
10 liraya zagor,mister no alır,
7,5 liraya yeşillik olsunder satardık.
Çook sıkı adamlardık!
Mahalle kavgalarında bazen dayak yer,
İncir yemeye bayılır,devrin en namlı kahramanları sayılırdık (!) .
Çalışkandık,büsbütün oyun-oynaş değildi işlerimiz.
İnek otlatır,keçi-koyun sağar,bahçe sular,
Eğrelti toplardık.
Bazen mantar atar,bazı çayır mantarı toplardık.
Edebiyatımızda güçlüydü tabi! ,
Yavuklularımıza şiirler düzer,mani söyler,mektup yazar,
23 Nisanlarda monologlar oynardık.
Ben Molier in cimrisini oynar,
Kahvaltı yumurtalarıyla
Civciv çıkarırken,
Dr. Erkan da şişman bayanlara;
Tilki kuyruğu. zayıf baylara;
Davul tozu ile minare gölgesi tavsiye ederdi.
Hareketliydik,kabakçıda neşelenir,akşam evde üzülür,
Kara incirlerde gezer,yerli suyunda çalışır,
Sıra söğütlerde yerdik,
Yanık çayırları oyun sahamız,
İbram Dede bayırı durağımız olurdu.
Sonra, kültürlü çocuklardık!
La Fonteinin masallarını,Gulliverin maceralarını,
Pamuk Prensesi,Keloğlanı okurduk,
Martin Mysetereden Jeolojiyi,
Conandan eski çağları, Mister Nodan amazonlardaki yaşamı,
Kızıl Maskeden Afrikayı, Gordondan uzayı,
Yüzbaşı Volkandan savaşmayı öğrenirdik.
Televizyon çocuklarıydık,
Cumartesi geceleri türk sinemasıyla gözlerimiz dolar,
Yıldız savaşlarıyla hayal gücümüz gelişir,
John-simithle silahşör olurduk.
Bazen en yakınımızla döğüşür ama mütemadiyen didişirdik.
Yaz boyu Harmanbayırını mesken tutar,
Ramazan geceleri,
Teravi den çıkar cam bayırına
Top oynamaya giderdik.
Bayram günleri gezilen yollarımız,
Kavga için saklanan sopalarımız,
Ama hep hayalini kurduğumuz büyüklüğümüz vardı.
Dilimizde, değerli olana övgüler,
Küçük bir şeyde hazır olan sövgüler,
Dudaklarda mırıldanılan türküler
Türkülerde ise hep sevgi, aşk vardı
Ayakta salıncak sallanmak,
Boyumuzdan büyük tüfeklerle avlanmak,
Yazları çember, araba tekerleği çevirip
Kışları kızak kaymak, lastik ayakkabılarla arabacılık
Oynamakta vazgeçilmez işlerdi.
Çimen lekeleri için dayak yer, avlarımız için aferin alır,
Korkulan yerlerden geçmeye çalışır, geçerken korkar,
Türkü söylerdik.
Tekrar yaşanası günler yaşar,
Ama o günlerden kurtulmak,büyümek isterdik.
Sonra zaman geçti, Kuzular, oğlaklar, ağaçlar büyüdü
Ama okulun bahçesine diktiğimiz ağaçlar büyümedi nedense?
Köy büyüdü, sorunlar büyüdü ve bizler büyüdük,
Sonra tespih taneleri gibi dağıldık,
Bazılarımızı ölüm, bazılarımızı idealleri,
Bazılarımızı da hayat şartları ayırdı,
Acaba bugün,
Kalabalıkta yalnızlığımız bundan mı?
Ersin Karaca
Tarih : 2010-05-31 20:57:25 | Hit: 2219 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.